Radyo’nun Geleceği Ne Olur?

Eğer radyo sektörü içersinde çalışıyorsanız bu soru her an karşınıza çıkıyor demektir. Artık dinlenmiyor, sadece arabada dinleniyor, gençler dinlemiyor, artık çok para kazanamıyor, farklı bir şeyler yapmak lazım vs. vs. uzayıp giden yorumlar. Peki merak ettim gerçekte bu böylemi yoksa böyle bir algımı var toplumda, dünyada durumlar nasıl, onlarda kaygılımı yoksa gerçekten radyo istasyonları kazanamıyor mu, bu sorular kafamı kurcalarken dünyanın önemli medya devlerinden biri Clear Channel Communications CEO Bob Pittman radyonun geleceği ile ilgili açıklamalar yaptı geçen ay. Yabancı bir medya şirketi bizi ne ilgilendirir demeyin acaba onlar ne durumda ve ne düşünüyorlar. Bilmeyenler için kısaca Clear Channel Communications şirketini anlatayım sizlere. Clear Channel Communications, ınc., merkezi San Antonio, Teksas’ta bulunan medya şirketler grubunun adıdır. 1972’de Lowry Mays ve Red McCombs tarafından kuruldu.

radyo_3_2

Özellikle radyo yayını ve konser promosyonu üzerine yoğunlaşan şirket, alt şirketleri aracılığıyla Amerika Birleşik Devletleri’nde reklamcılık da yapmaktadır. Ülkemizde de faaliyet gösteren şirket 1999 yılında Türkiye pazarına girme kararı aldı ve 1994 yılından beri Istanbul’da açıkhava reklamcılığı yapmakta olan Magic Tanıtım ve Iletişim A.ş.’nin %50’sini satın aldı. 2001 yılında firmanın tamamını satın alan Clear Channel, her yıl biraz daha büyüyerek Türkiye’nin önde gelen açık hava reklam mecralarından biri oldu. Sanırım Antalya ve Kayseri’de de faaliyet gösteriyor. Radyo işini Türkiye’de sanırım karlı bulmayan şirket henüz bir faaliyet göstermiyor. Tabi varsa bizim bilmediğimiz bir ortaklık onu bilemem ?

radyo_3_3

şimdi amacım sizlere şirketin yaptıklarını anlatmak değil tabi ki konumuza dönüyorum. Amerika’da aylık 245 milyon dinleyiciye ulaşıyorlar. Amerika’da yayın ağı lokal olmalı yasalar böyle diyor. Ve bu sayede 1500’e yakın radyo istasyonuna sahipler. Amerika dışında Yeni Zellanda ve Avusturalya’da 150 istasyonları var. Ve tabiî ki dijital platformları iheartradio her tarzda yayın bulabileceğiniz platformları, yüzlerce web sitesi, app’ler, hd radyolar, uydu radyoları, i phonelarda, tv platformlarında vs vs. iheartradio dijital platformu 13 ayda 20 milyon kullanıcıya ulaştı.

radyo_3_4

şimdi gelelim Clear Channel Communications CEO Bob Pittman’nın radyonun geleği üzerine düşüncelerine. Ona göre radyo ölmedi. Bize görede ölmedi tabi ah birde işin içinde para kazanmak olmasa dimi ne güzel olurdu. Para kazanmak dediğimiz zaman Pittman’a göre doğru pazarlama yapılamıyor. Bu Amerika’da bile böyle ise bizim ülkemizde nasıl olmalı? Herkes farklı ve parlak bir şeyler yapılması görüşünde ama yeteri kadar kendisini iyi ifade edemiyor. Bu açıdan bakıldığında sosyal medyadan daha fazla çalışması gerekiyor ve daha yaratıcı çalışmalar yapılmalı ama son dönemde adeta radyo sosyal medyaya teslim olmuş durumda. Bir medya kuruluşu bir medya kuruluşunun reklamını yapar mı normal şartlarda? ama radyolar sosyal medyanın reklamını o kadar güzel yapıyorlar ki şaşıyorum. Peki Facebook, Twitter, Pinterest vs. radyoların reklamını para almadan yapıyor mu mantıken böyle düşünülmeli dimi. Yapmıyor tabiî ki. Birçok radyo programı artık üretkenliğini yitirmiş durumda ve tamamen sosyal medyanın esiri adeta. Sosyal medya’nın veri toplama aracı olarak, etkileşim aracı olarak büyük katkısı olduğunu tabi ki görmezden gelmiyorum. Mtv kanalını duyururken yaratıcıları nasıl çıkış yaptılar. Mtv küresel çapta dünyanın tek müzik kanalı gerçi (Türkiye’de başarısız oldular ama bunu başka bir yazıda ele alırız.) Iyi pazarlama neler getirir bize kanıtladılar. Radyo için konuşuyorum hala umutsuz gözükmüyor. Amerika’da her 10 kişiden 6’sı radyoyu arkadaş gibi görüyor. Bu Türkiye’de de bu şekilde gerçi bu araştırma biraz eski bir RTÜK 2009 verisi ama ben değiştiğini sanmıyorum. Radyo dinleyicisinin %40’ı radyo programcısının daha sosyal olması gerektiğini düşünüyor yani daha kişisel olmalı. Amerika’da radyolar yerel olduğu için bu kolay sanılabilir. Ama genelde orada da yayınlar kayıt. Ve anonslar genele kaçabiliyor. Burada dj ve radyo programcısının hala ne kadar önemli olduğunu görüyoruz.

Teknoloji gelişmiş ve orada 3 saat boyunca yayın odasında bir şey yapmıyor gibi gözükseler de hala çok önemli bir etki dj’ler. Kişiselleşmeden kasıt daha sosyal. Zaten ilk sosyal medya radyo değilmiydi? Türkiye’de bu şekilde mi? radyoculuğun ilk başladığı yıllarda evet konuşan radyo istasyonları bunu başardı. Ama onlarda çok konuştukları için insanlar daha çok müziğe kaydı diyebiliriz. Ama kişiselleşme konusunda şuan bence bir farklılık yaratılmalı bana faceten yazın,bana tweet atın şeklinde değil ama… Pittman radyo istasyonlarının indirim kuponlarından, viral videolardan, kampanya sitelerinden, video sitelerinden daha etkili olduğunu iddia ediyor. Kulağa biraz uçuk geliyor dimi bu işi yıllardır yapmama rağmen işte sorun bugaliba ben bile inanmıyorum; bir CEO buna inanmış ve bu yolda ilerliyor. Galiba sorun bu ilk önce radyo içersindeki tüm çalışanların buna inanması gerekiyor. Radyo etkili bir araç hala. Radyo sadece bir müzik kutusu değil bunu kafanıza sokun artık. Insanlar her gün farklı bir dünyaya uyanıyor ve sizin sesinize güveniyor ve söyledikleriniz, önerdikleriniz, düşünceleriniz hala çok çok önemli. Sonuç olarak CEO Bob Pittman’nın söylediklerini bir toparlayacak olursak.
• Radyo ölmedi.
• Toplumun çoğu radyo dinliyor sadece platformlar değişti. Bu platformlara hızlı bir şekilde adepte olmak lazım.
• Radyo’nun kendisini iyi anlatması lazım kötü pazarlıyor kendisini.
• Insanların en çok güvendiği mecralardan biri hala radyo ve radyo djleri.
• Ve yetenekli radyo kişiliklerine ihtiyaç var.

 

Yararlandığım Kaynaklar:
rtuk.org.tr
adweek.com
radiosurvivor.com
clearchannel.com

 

 

Henüz yorum yazılmamış

Yorum bırak

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir